-
1 ayak tabanı
Fußsohle f -
2 ayak tabanı
sole -
3 ayak tabani
ЛЪЭГУ, (Абз. ЛЪЭГУ) -
4 ayak tabanı
лъэгу -
5 ayak tabanı kemeri
n. arch, arch of the instep -
6 πατούσα
ayak tabanı -
7 πέλμα
ayak tabanı, kösele -
8 arch
adj. kurnaz, şeytan gibi, cin gibi, baş, şahı, en iyisi————————n. kemer; yay, kavis, taban çukuru, ayak tabanı kemeri————————pref. baş, önde gelen, en büyük————————v. kemer yapmak; kamburlaştırmak, kamburunu çıkarmak; kubbelenmek, kamburlaşmak, kabarmak* * *1. ark 2. kavis yap (v.) 3. kavis (n.)* * *1. noun1) (the top part of a door etc or a support for a roof etc which is built in the shape of a curve.) kemer2) (a monument which is shaped like an arch: the Marble Arch in London.) kemer, tak3) (anything that is like an arch in shape: The rainbow formed an arch in the sky.) kavis, yay4) (the raised part of the sole of the foot.) ayak kemeri2. verb(to (cause to) be in the shape of an arch: The cat arched its back.) kemer yapmak- arched- archway -
9 sole
adj. biricik, tek, yeğâne, özel, bekâr, yalnız————————n. taban, kaide, dil balığı————————v. pençe vurmak, taban koymak* * *1. ayak tabanı 2. pençe vur (v.) 3. tek (adj.)* * *I [səul] noun1) (the underside of the foot, the part on which one stands and walks.) taban2) (the flat surface of a boot or shoe that covers this part of the foot.) taban, pençeII [səul] plurals - sole, soles; noun1) (a type of small, flat fish: They were fishing for sole; three soles.) dil balığı2) (its flesh as food: We had sole for supper.) dil balığı (eti)III [səul] adjective1) (only; single: my sole purpose/reason.) tek, biricik2) (not shared; belonging to one person or group only: the sole rights to a book.) tek, yalnız•- solely -
10 arch of the instep
n. ayak tabanı kemeri -
11 arch of the instep
n. ayak tabanı kemeri -
12 binpa
[n]taban (ayak tabanı) -
13 binê linge
[n]taban (ayak tabanı) -
14 aya
-
15 Fußsohle
Fußsohle ftaban, ayak tabanı -
16 Sohle
f.ayak tabanıf.ayakkabı pençesi -
17 Sohlen
pl.ayak tabanıpl.ayakkabı pençesi -
18 كف
كَفّayaAnlamı: avuç içi, ayak tabanı -
19 aya
كف [كَفّ]Anlamı: avuç içi, ayak tabanı -
20 semelle
- 1
- 2
См. также в других словарях:
ayak tabanı — is. Aya … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayak — is., ğı, anat. 1) Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü 2) Bacak 3) Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri İskemlenin bir ayağı kırık. Bu köprünün dört ayağı var. 4) Vücudun… … Çağatay Osmanlı Sözlük
AHMAS-ÜL KADEM — Ayak tabanı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
taban — 1. is. 1) Ayağın alt yüzü, aya 2) Üstü kapalı bir yerin gezinilen, ayakla basılan yüzü, tavan karşıtı 3) Ayakkabının alt bölümü 4) Kaide 5) Bir şeyin en alt bölümü 6) Değerlendirmede en alt derece 7) Bir toplumu, bir kuruluşu oluşturan, yönetime… … Çağatay Osmanlı Sözlük
aya — is. 1) Elin parmak dipleriyle bilek arasındaki iç bölümü, avuç içi 2) Ayak tabanı 3) bit. b. Yaprakların düz ve parlak bölümü Birleşik Sözler el ayası köpekayası yaprak ayası … Çağatay Osmanlı Sözlük
aya — el içi, ve ayak tabanı, ortasında ki düzlük; amuca; musattah şeylere itlak olunur (ayga) asl, ika, malik, ikam, mevla sahib, rabb, tanrı … Çağatay Osmanlı Sözlük
DÜZTABAN — t. Tıb: Ayak tabanı düz olan kimse. Böyle kişiler çabuk yorulurlar ve hızlı yürüyemezler … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
PÜŞT-PA — f. Ayak tabanı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
düztaban — is., anat. 1) Doğal ayak kemerinin kaybolması ile oluşan yapısal bozukluk 2) sf. Tabanı kemerli olmayan, düz olan (kimse) 3) Dar tabanlı bir tür rende 4) sf., mec. Uğursuz … Çağatay Osmanlı Sözlük